‘‘FİNCANDA PİŞEN KAHVE’’
Taze kavrulmuş, mis
kokulu , renk renk lokumlar eşliğinde bol köpüklü bir Türk kahvesi… Kim hayır
diyebilir ki? Hele bir de kahvenizi yudumlarken bir yandan sohbet bir yandan
Kemeraltı çalgıcılarının müzikleri de varsa değmeyin keyfinize… Kahve deyince
ilk akla Dibek kahvesi geliyor. Tarihi Kemeraltı çarşısı yerli yabancı bir çok
turist ağırlıyor. Şallar, boncuklar,renk renk kumaşlar ilgi odağı… Bir de kahveciler sokağındaki kahveci Ömer
Usta’da fincanda pişen Dibek kahvesi içmeden olmaz. Bu geleneksel kahveyle
ilgili Ömer Usta’ya sorular sorduk ;
Cezvede hatta artık kahve makinesinde pişen kahveye alışkın bir toplumuz. Fincanda pişen kahvenin tarihinden biraz bahseder misiniz?
Fincanda pişen Osmanlı Usulü Türk
Kahvesi Mimar Sinan zamanında Konya-Karamandan Üsküp ve Saraybosna şehrine
giden cami, han, hamam ve köprü inşaatlarında taş işçisi olarak çalışan
atalarımız tarafından pişirilmekteymiş. Bu inşaatlarda çalışan taş işçileri bir
yandan çalışırken üşümemek için yaktıkları mangal ateşine fincanlarını sürerek
kahvelerini kül içerisinde pişirirlermiş. Hem taş kesip, taş oymacılığı
yaparken hem de kahvelerini içerlermiş. Bu iş için ayrıca bir cezve
kullanmazlarmış. O dönemde kahveler deve sırtında Yemenden getirilirmiş. Birçok
kafe artık kahve makinesi kullansa da biz bu geleneği hala devam
ettirenlerdeniz.
Neden Fincanda pişen kahve?
Bir dönem devlet memurluğu yaptım
görev olarak da Balkan ülkelerine
gitmiştim. Diplomatlık görevi sırasında Üsküp’de bir Osmanlı konağında verilen
yemekte yaşlı bir teyze yemekten sonra kahve yaptı. Bir tüpün üzerinde,
fincanda pişirdi. Bu benim çok hoşuma gitmişti. Bir sonraki davette ben o
teyzeden bunun nasıl yapıldığı hakkında bilgiler aldım ama bir gün ticari
amaçla kullanacağım düşüncesiyle değildi. Emekli olduktan sonra burada bir
kahve dokusu yaratmak istedim. Ve bu çok
tuttu.
Nasıl bu kadar popüler oldu peki ?
Bunun tanınmasında, gazeteci ve Bamteli
programının sunucusu Tayfun Talipoğlu benimle ilgili bir röportaja gelmişti,
görevimle ilgili. Görevimle ilgili röportaj veremeyeceğimi söylerken ona kahve ikram ettim. Kahvemi çok beğendi ve
kahveyle ilgili bir ‘’Bamteli’’ yapmak istiyorum dedi. Daha sonra da kahvemiz
bayağı tanınır oldu.