Social Icons

22 Mayıs 2013 Çarşamba

ORHAN PAMUK HAYATI

Buket Oğlak

                                               ORHAN PAMUK
'Çoçukluğu'
      Pamuk ailesi 20.yüzyılın başlarında Manisa’dan İstanbul’a göç etmiştir.Tam adı Ferit Orhan Pamuk olan ünlü edebiyatçı 1952 yılında İstanbul’da gözlerini dünyaya açmıştır.Gündüz , Şeküre Pamuk çiftinin ikinci çocuklarıdır.Gençlik yıllarını Nişantasın’da geçiren yazar ilk romanında da kendisi gibi Nişantası’nda süren bir hayatı anlattı.Gençliğinde resim yapmaya merakı yüzünden her zaman ressam olacağını düşünürdü.Liseyi Robert Kolejinde okudu.Gençlik yıllarını içine kapanık bir şekilde geçiren Pamuk, insanlardan uzaklaşıp  yalnızlığı tercih etti.Aslında bu yalnızlık ona büyük haz, mutluluk vermeye başlamıştı. Onun dostları kitapları olmuştu.Gençlik yıllarında babaannesinin dinlettiği şiirler ve babasıyla yaptıkları edebiyat sohbetleri onu bugünlere getirmesinde önemli rol taşımıştır.Zaten Nobel Ödülü’nü alırken de babasının onun kahramanı olduğunu dile getirmiştir.
     “Babam bazen kütüphanesinin önündeki divana uzanır, elindeki kitabı ya da dergiyi bırakır ve uzun uzun düşüncelere, hayallere dalardı. Yüzünde şakalaşmalar, takılmalar ve küçük çekişmelerle sürüp giden aile hayatı sırasında gördüğümden bambaşka bir ifade, içe dönük bir bakış belirirdi, bundan özellikle çocukluk ve ilk gençlik yıllarımda babamın huzursuz olduğunu anlar, endişelenirdim. Şimdi yıllar sonra bu huzursuzluğun insanı yazar yapan temel dürtülerden biri olduğunu biliyorum…”   Orhan Pamuk
     Daha sonra İstanbul Teknik Üniversitesi’nde Mimarlık bölümüyle başlayan macerası İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsü ile son buldu.Bu iki işi de yapmayan Pamuk, 24 yaşından sonra romancı olmaya karar verdi. Kendini eve kapatıp yazmaya başladı.“Hepinize, herkese çok çok kızdığım için yazıyorum. Bir odada bütün gün oturup yazmak çok hoşuma gittiği için yazıyorum. Onu ancak değiştirerek gerçekliğe katlanabildiğim için yazıyorum.” Orhan Pamuk.
'Kariyerinde ki  ilk adımları'
     Beş yıl boyunca çeşitli denemeler yazdı.Yedi yıl sonra ilk romanı olan “Karanlık ve Işık” ile Milliyet Gazetesi tarafından düzenlenen roman yarışmasında birincilik ödülünü aldı. 1983 yılında kitap Cevdet Bey ve Oğulları ismiyle yayınlandı.Bu kitap ile  ”Orhan Kemal Roman Ödülü” sahibi de olmuştur.Kısa bir süre sonra “Sessiz Ev” adlı romanını okurlarına sundu.Bu romanı da Pamuk’a, Madralı Roman Ödülünü kazandırdı.Bu eser ülkemizde çok talep görünce fransızcaya da çevrilmiştir.Eser Fransızca çevirisiyle de 1991 Prix de la découverte européene ödülünü almıştır.
     Orhan Pamuğun uluslararası tanınmasını sağlayan kitabı Beyaz Kale 1985 yılında yayınlanmıştır.İngilizceye çevrildikten sonra Amerika’da “Bağımsız Yabancı Roman” ödülünü almasıyla bütün dikkatleri üzerine çekti.“Kara Kitap” adlı eseri ile Pamuk’un tarzı eleştirilmeye başladı.Bu kitabın bir sayfasından esinlenerek “Gizli Yüz” adlı filmin senaryosunu yazdı.1994′de “Yeni Hayat” adlı romanını yazdı.Türk edebiyatının en çok okunan kitapları arasına girdi.
     1998′de “Benim Adım Kırmızı” adlı romanını yayınladı.Bu roman ona uluslar arası anlamla üç büyük ödül daha getirdi.Fransa’da Prix Du Meilleur Livre Etranger, İtalya’da Grinzane Cavour ve İnternational Impac-Dublin ödüllerinin sahibi oldu.“İlk ve son siyasi romanım” dediği “Kar” adlı kitabını 2002′de yayınladı.Kitap oldukça ses uyandırdı.Orhan Pamuk “Kar” kitabı ile 2004 yılında ABD’de “Yılın En İyi 10 Kitabı” listesine girmeyi başarmıştı.
     Pamuk, 2003 yılında “İstanbul Hatıralar ve Şehir” adlı kitabıyla edebiyat hayatını sürdürmeye devam etti.2005 yılında ise Alman Yayıncılar Birliği tarafından Barış Ödülü almaya hak kazandı.Daha sonra Pamuk, İngiliz The Independent tarafından edebiyat dalında yılın kahramanı seçildi.Akdeniz En İyi Yabancı Roman Ödülü Pamuk’un oldu.2006 yılında da Nobel Edebiyat Ödülünü kazanan Orhan Pamuk, kazanan ilk Türk olarak tarihe geçmiştir.2006 Nobel Edebiyat Ödülü ‘Kentinin melankolik ruhunun izlerini sürerken kültürlerin birbiriyle çatışması ve örülmesi için yeni simgeler bulan’ şeklinde yayınlanan basın bildirisiyle ödülün Orhan Pamuk’a verildiği resmen açıklandı.Ve tüm Türkiye’nin gururu olmuştu.
'Son zamanları'
     Orhan Pamuk Nobel Edebiyat Ödülünden sonra zor zamanlar geçirmeye başladı.Çünkü bu ödülden sonra  farklı tepkilerle karşılaştı.Pamuk, Türkiyeyi aşağılayıcı bir tutum sergilediği için ve Atatürk hakkında farklı bir üslup kullandığı düşüncesiyle birçok kişi tarafından olumsuz etkilere maruz kaldı. Pamuk “Türkiye’de 1 milyon ermeni’yi 30 bin kürt’ü öldürdüler.Bunu hiç kimse söylemeye cesaret edemiyor ben söylemek zorunda kalıyorum.” sözleriyle de Türklüğe hareket davasından yargılandı.Ne kadar sert tepkilere maruz kalsa da o hiç bir zaman yazmaktan vazgeçmedi.
     Türk edebiyatında bir dönüm noktası olan Pamuk, türk edebiyatının dünyaca tanınan en büyük yazadır. Güney Amerika’da yaşayanlar Türkiye’nin başbakanını, cumhurbaşkanını bilmezlerken Orhan Pamuk’u tanımaktaydılar.Hakkında bir çok kötü eleştiride yapılsa Pamuk’un Türk edebiyatına olan katkısı gözle görülemeyecek kadar çok büyüktür.Yazdığı romanlarla aldığı ödüllerle, fahri doktoraları ve onur üyelikleriyle her zaman Türkiye’nin gururu haline geldi.