Gökhan Kahraman
WE BOUGHT A ZOO - Düşler bahçesi
Ailecek izleyebileceğiniz, kendinizi adeta bir pamuk kadar hafif hissettirecek bir film istiyorsanız müjdeli haber kapınızda ‘Düşler Bahçesi’ bu hafta tüm sinema salonlarında siz değerli izleyecilerin beğenisine sunuluyor.
Ünlü oyuncu Matt Demon’un baş rolünü üstlendiği hayata sımsıkı tutunma temalı, gerçek bir hikayeye dayanan ‘Aynı’ adlı romandan uyarlanmış sımsıcak bir hikaye.
Film, eşini kaybettikten sonra iki çocuğuyla yapayalnız kalan ve kapanma’nın eşiğinde olan bir hayvanat bahçesine yeniden hayat aşılamaya çabalayan bir adamın hikayesini konu alıyor.
Çoğumuzun hayal dünyasında beslediği doğaya dönmek, şehir yaşamından kaos’tan uzaklaşıp huzur dolu topraklara gidip kendimizi doğaya, hayvanlara adamak fikri vardır mutlaka.
Düşler Bahçesi işte tam bu noktada ipleri eline alıyor ve bize bambaşka içimizde bir yerde imrendiğimiz bir düşler dünyasının kapılarını aralıyor.
Bununla birlikte hüzünlü ama umut dolu bir anlatım biçimi kullanılıyor.
DOĞAL YAŞAM ÇAĞIRIYOR
Artık insanlar büyük şehirlerden yoğunluktan onları alaşağı eden hayat mücadelesinden uzaklaşıp kendilerine mutevazi doğayla iç içe bir yaşam sürme isteğini besliyorlar.
Doğadan geldiğimizdenmidir bilinmez hep bir yeşilin çekimindedir insanoğlu, yaklaşmaktan korktuğumuz hayvanlar bile uzaktan mücevher görünür gözlerimize.
Sıradan uğraşlar sıkıcı, boğucu geliyor çoğumuza bambaşka bir hayat var diyoruz yemyeşil topraklarda, alışkanlıkları kırmak bir o kadar zor şehirden doğaya geri dönüş yollculuğunda
AİLE BAĞLARI
Aile bağlarımız sımsıkı zannederiz çoğu zaman ve bir şeyler sallantıya girmeden sorgulamadığımız duygulardır korktuğumuz belkide hep daha yakın olabiliriz ama belkide çevre ve koşullar yanlış diye düşünürüz.
Ailemizden bir bireyi kaybettiğimizde dünyamız başımıza yıkılır ve sorunlar getirmesi kaçınılmazdır bir babanın bu sorunsal içinde davranışları bir anneye göre daha otoriter’dir çoğu zaman bir babanın annelik görevini üstlenmesi imkansız denir fakat sahiplenmek annelik veya babalıkla değil sorumlulukla üstlenilebilen birşeydir.
Mee (Matt Demon) çocuklarının yaşadıkları sorunları gözlüyor eşinin eksikliğini en çok’da burada hissediyor. Ancak elinden bir şey gelmiyor ve onları yönlendirmeye Annesiz mutlu bir hayatın onlardan uzak olduğu düşüncesini üzerlerinden atmalarına ön ayak oluyor.
YARALARI SARMA
Terkedilmiş bir hayvanat bahçesini işletmek her ne kadar garip bir seçenek de olsa, Mee umduğundan da fazlasını üstleniyor. Bir hayali gerçekleştirmeye kendisini adayan Mee Bu yönde ilerlemek tek çıkış yolu olarak görünüyor.
Fevri bir hayal olarak başlayan bu durum, biraz göz korkutan ve hayat değiştirici, heyecanlı, duygu yüklü ve beklediğinden de fazla değerli bir yolculuğa dönüşüyor
İçinde yaşadıkları olaylar günden güne ailenin yüzünü güldürmeye başlıyor, çocukların hayvanlarla iyi anlaşıp onları çabuk kabullenmesi Mee için başlı başına bir tedavi oluyor çünkü bir babanın en değerli varlıkları tabikide biricik evlatlarıdır.
Mee eşi Dylan’ın ölümünden sonra tüm zamanını çocuklarına ve onların sorunlu hayatlarına ayırdığından benliğini unutmaya başlamıştır.
Peki ya Mee, romantizmin olmadığı dram öyküleri biraz eksik hissedilirya, işte filme sonradan eklenen Kelly Foster (scarlett Johanson) bir güneş ışığı gibi ailenin içini ısıtıyor onlara yardımcı oluyor eksikleri bir nebzede olsun üstleniyor ve hikayeyi kusursuz bir şekilde geliştiriyor
Seçili bir ekiple ve türlü maceralarla, aile hayvanat bahçesini eski şaşaasına kavuşturuyor ve kendi yaralarını da kapatıyor.