Fethi Utku KARAMAN
“Paramparça Aşklar Köpekler”, “21 Gram” ve “Babel”
filmlerinin yönetmeni Alejandro Gonzalez Inarritu 4 yıl aradan sonra muhteşem
bir dönüş yapıyor Biutful ile. Meksikalı usta yönetmen Biutiful filmini kendi
dilinde, İspanyolca çekti ve senaryosunu da kendisi yazdı. Bundan önceki
filmlerinin senaryolarını yazan Guillermo Arriaga’dan ayrı çalışan
Inarritu’nun, filmin hikayesini de yazarak ilk özgün filmi diyebiliriz.

Biutiful, adı gibi bir film değil; oldukça kasvetli, çok gerçekçi
ve rahatsız edici bir film. Güzelliklerin aksine, her türlü çirkinlik, kötülük,
hastalık, yoksulluk, entrika ve sefillik mevcut bu filmde. Javier Bardem’in
canlandırdığı Uxbal karakterinin psikolojisi, çocuklarına karşı sadakati,
verdiği yaşam mücadelesinin yanında Barcelona’nın çirkin arka sokaklarındaki
insanların yaşam mücadelesi, yoksulluk, sefalet ve hayatın diğer tüm acı
gerçeklerini izlerken boğazının
düğümlenmemesi neredeyse imkansız.
İhtiyarlara Yer Yok filmindeki kiralık katil Chigurh rolü
ile en iyi erkek oyuncu Oscarını kazanan Javier Bardem, Biutiful’da, Uxbal
rolünde o kadar etkileyici ki, rol değil, rolünü adeta yaşayarak oynuyor. Javier
Bardem’in, “Los Lunes Al Sol (Güneşli Pazartesiler)” filmindeki rolünden
sonraki en iyi rolünü Biutiful’da oynadığını düşünüyorum. Yönetmen Inarritu,
Biutiful filmini özellikle Javier Bardem için yazdığını ve Bardem rolü kabul
etmezse projeyi hiç düşünmeden rafa kaldıracağını söylemiş. Javier Bardem, bu
filmdeki rolü ile Cannes Film Festivali’nde en iyi aktör ödülünü kazanmıştı.
Ardından, Altın Küre ödüllerine de aday gösterilmişti. Film, yabancı dilde en
iyi film dalında aday olduğu Altın Küre ödüllerinde, ödülü Danimarka’nın, “In A
Beter World (Daha İyi Bir Dünyada)” filmine kaptırmıştı. Film, adını, Inarritu’nun
harika yönetimi ve Bardem’im kusursuz performansı akıllarımıza ve sinema
tarihine kazıdı bile.
Filmdeki diğer harika
oyunculuk ise Uxbal’in eski eşi Marambra’yı canlandıran Maricel Alvarez’e ait.
İniş ve çıkışları, gel-gitleri olan, kocasını ve çocuklarını sevdiği halde iyi
bir eş ve anne olmayı beceremeyen serseri ruhlu kadını mükemmel bir şekilde
canlandırıyor.
Harika yönetim, iyi bir senaryo, etkileyici oyunculuklar ve
Gustavo Santaolalla’nın etkileyici müzikleri ile son zamanların en rahatsız
edici ve en gerçekçi filmi var karşımızda. Ağır ilerleyen kurgusu ve uzun
süresi (148 dk.) filmin iki dezavantajı olsa da sonuç olarak gerek yönetmen
Inarritu’nun en özgün filmi olarak, gerekse Javier Bardem kariyerinin en iyi
performansını gösterdiği film olarak akıllarımıza yerleşiyor.
Sonuç olarak, Biutiful, Barcelona’nın karanlık sokaklarında
yaşam mücadelesi, ırkçılık, sefalet, yoksulluğun; sadakat, aile ve baba olmanın
hikayesi.
Son yıllarda izlediğim en gerçekçi, en kasvetli ve en güzel
filmlerden biri.