Eda Ufak
Yaşınız kaç olursa olsun
eğlenmek herkesin hakkıdır. Ben küçüklüğümden beri lunaparka gitmeyi çok
severim. Eğlence denince aklıma,
dönme dolaplar, çarpışan arabalar, salıncaklar, güldüren aynalar ve korku
tünelleri gelir... Lunaparklar çocuklara
atfedilmiş gibi gözüksede, aslında yetişkinler tarafından da rağbet görmektedir.
Lunaparkta çalınan müzikler, plastik
jetonlar, demir kokan avuç içleriniz, aşağıya bir an önce inebilmek için
haykırırken size bakıp gülen insanların görüntüsü ve kuşkusuz yaşadığınız
adrenalin... Bütün bunlar içinizdeki çocuğun keşfinde ve mutlu olmanızda rol
oynar. Geçen hafta arkadaşlarımla birlikte gittiğim İzmir Enternasyonal
Kültürpark Lunaparkta çok eğlendim. Lunaparktaki tüm oyuncakların popülerliğini
günümüzde de sürdürüyor olması insana keyif veriyor.

Peki neden “Lunapark”?
Lunapark adını kimden aldı? Hiç düşündünüz mü?
İşte size lunaparkın kısacık öyküsü: Anatoliy Lunaçarskiy adında
bir sanat ve edebiyat tarihçisinin, ülkesinden Fransa’ya kaçmak zorunda
bırakılması üzerine lunapark adının ortaya çıkmış olması oldukça ilginçtir.
Lunaçarskiy, yaşamını sürdürebilmek için kendi adını verdiği bir park kiralamıştır.
Bu parkta tahtadan atlar yapmıştır ve buraya oynamaya gelen çocuklara sandviç
satarak geçinmiştir. O memleketine döndükten sonra da, çocuklar Lunaçarskiy’nin
bu parkını unutmamışlar ve bu parka, “Luna’nın parkı” anlamında “lunapark”
demişlerdir. Dünyanın dört bir köşesinde var olan lunaparkların adı Lunaçarskiy
Amca’dan gelmaktedir...